Donnerstag, 19. Mai 2016

Cevap arayan sorular...

Hayata en cok neyden korkarsan basina o gelir derler, cogu zamanda öyledir gercekten...

Neyi kaybetmekten korkarsan, kaybedersin. Yada en basiti, kimi sevmez ve nefret etsen ona muhtac kalirsin. Ilahi adalet diye bir gercek var ki, ne yasatirsan onu yasamadan asla ölmezsin. Bunu unutmadan yasamali, cevremizdekileri kirmadan, dökmeden sürdürmeliyiz hayatimizi, basimaza nerde ve nezaman ne geleceyi belli olmaz ama en önemlisi kimsenin ahini almadan yasaya bilmek. Allahin bildigini kuldan niye saklamali ki, herseyi acik ve net konusmak varken, niye bu cekimserlik? 
Dogrulari, düsünceleri söylemek mi suc, yoksa onlari duymaya hazir olmamak mi zayiflik? Hangisi daha kötü, birileri sizin hakkinizda dogru seyler söylüyor olup, sizin buna hazir olmayasiniz mi? Yoksa yüzünüze bakip yalanlar söylemesi mi? Hangisi daha cok kirar, yorar, yipratir sizi?
Hazir olmadigin birseye baslamak mi zor, yoksa dogru zamani bir türlü bulamamak mi?
Basaramamaktan korktugun icin mi pes etmeli insan, yoksa basaramadigi icin mi bitirmeli herseyi?
Neyin dogru, neyin yanlis oldugunu bilmeden mi yasiyoruz biz hayatlarimizi...? 

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen